Hızlı Erişim Başlıkları
- 1 31. Hafta Hamilelik
- 1.1 31. Hafta Hamilelikte Bedeninizde Neler Oluyor?
- 1.2 31. Hafta Hamilelikte Bebeğinizin Durumu Nedir?
- 1.3 31. Hafta Hamilelikte Cinsellik Nasıl Olmalı?
- 1.4 Doğuma Hazırlanmak İçin Yapmanız Gerekenler
- 1.5 Doğuma Giderken Neler Götürmelisiniz?
- 1.6 Doğum Kaygılarınız
- 1.7 31. Hafta Gebelik Ultrason Görüntüleri
- 1.8 31. Hafta Gebelik Uzman Görüşleri
31. Hafta Hamilelik
Hamile olduğunuzu öğrendiğiniz andaki duygularınızı düşünün ve biraz gevşeyin. Aradan 8 aya yakın bir süre geçti. Bu süre içerisinde oldukça fazla fiziksel, ruhsal ve bedensel değişiklikler yaşadınız. İçinizde bir canlının filizlenmesi ve büyümesi gibi olağanüstü durumlar haliyle hormonlarınızı da etkiledi. Şu an kendinizi oldukça ağır ve şişmanlamış hissediyorsunuz. Elinizi karnınıza koyduğunuzda onun kıpırdanmalarını da hissediyorsunuz. Bebeğiniz bir kavun büyüklüğünde. Boyu 41 cm oldu. 1,5 kilogram ağırlığına geldi. Bazı kasılmalar yaşamanız normal. Bunlar kısa süren ve hemen geçen kasılmalar. O yüzden canınızı sıkacak bir durum yok. Fakat…
Bu kasılmalar bazen erken doğumun habercisi de olabilir. Kasılmaların süresini ve zaman aralıklarını not edin. Doktorunuza gittiğinizde normal bir durumla karşı karşıya mısınız öğrenin. Hamile olan çoğu bayanda bu kasılmalara sıklıkla rastlanmaktadır. Çünkü bundan sonra bebeğiniz büyüdükçe karın bölgesinde kendisi için daha fazla yer aramakla meşgul olacaktır. Kilo almaya devam eden bebek, sizin daha yorgun ve halsiz olmanıza neden olacaktır. Kolay değil, neticede bir canlıyı karnınızda taşıyorsunuz. O da gelişimlerini sürdürmeye devam ediyor ve hızla büyüyor. Artık geri sayım başladı.
31. Hafta Hamilelikte Bedeninizde Neler Oluyor?
Bebeğin hızlı bir şekilde büyümesinden dolayı nefes almakta zorluk çekebilirsiniz. Özellikle yaz mevsiminde iseniz; havanın sıcaklığı ile birlikte vücudunuzun ağırlaşması sizin çabuk yorulmanıza neden olacaktır. Bu durumda kısa süreli yürüyüşler ve küçük ev işleri yapın. Ayaklarınızın üzerinde fazla kalmayın. Fazla ayakta durmak ayaklarınızın şişmesine neden olacaktır. Nefes alma egzersizleri de sizi rahatlatacaktır.
Kanınızdaki alyuvarların seyrelmesi anemiye neden olmaktadır. Hamilelikte bayanların demir eksikliğini yaşıyor olması normal bir durumdur. Dışarıdan demir takviyesi yapılması gerekebilir. Nefes darlığı sorunu yaşayanlar, vücudunda demir eksikliği var mı diye kontrol ettirmesi gerekir. Bu konuda size yine doktorunuz yardımcı olacaktır.
Göğüslerinizin büyüdüğünün ve süt gelmeye başladığının farkındasınız. İlk sütün gelme olayına ‘kolostrum’ denilmektedir. Bundan sonraki aylarda da bu durumla karşılaşacaksınız. O yüzden bir beden büyük sutyen almanız ve içerisine emzirme pedi koymanız daha akıllıca olacaktır. Hatta son yıllarda oldukça fazla tercih edilen emzirme sutyenleri sizin daha çok işinize yarayacaktır. Bu sutyenler bebeğiniz olduğunda size büyük bir kolaylık sağlayacaktır.
Hamileliğinizin 31. Haftasında rahminiz göbek deliğinize oldukça yakın bir mesafede. Bu durum da diğer iç organlarınızı etkilemekte. Ciğerlerinizin sıkışması ve içeride kendileri için yeterli olan alanı bulamaması sizde sıkıntılara yol açıyor. Bu durumda yan yatarak ciğerlerinize yeterli bir boşluk oluşturabileceksiniz. Bu da sizin rahat nefes almanızı ve daha rahat uyumanızı sağlayacak. Bebek pelvis bölgesine doğru düşerek doğum pozisyonu alma çabası içerisinde. Bu dönemde rahminizdeki sıvı miktarı artmakta. Doğuma kadar da bebek bu sıvıdan içecek ve idrar olarak da geri atacak.
31. Hafta Hamilelikte Bebeğinizin Durumu Nedir?
Bebeğinizin birçok organı gelişimini devam ettirmekte. Karnınızda oldukça hareketli. Başı, kolları ve bacakları devamlı hareket içerisinde. Siz bunu uyurken ve uyanıkken de hissedebiliyorsunuz. Derisinin altında gelişen yağ tabakası onun gelişmesini ve büyümesini sağlıyor.
Karnınızın içindeki kıpırtıları hissetmekten başka görebiliyorsunuz da. Babasının da görmesi için sırt üstü uzanın. Bebeğin geniş bir alana sahip olmasını sağlayın. Bebek bulduğu bu alanda kollarını ve bacaklarını kıpırdatmaya başlayacaktır. Elinizi karnınızın çıplak tenine değdirdiğinizde ve biraz beklediğinizde kıpırdanmaya başladığını hissedeceksiniz. Hatta ayağının ya da başının bile yerini fark edebilirsiniz.
Karnınızda devamlı hareket halinde olan bebeklerin sağlıklı oldukları ve neşesinin yerinde olduğu söylenir. Bu dönemde kıpırdamayan ya da az kıpırdayan bebekle karşı karşıya geldiyseniz bu durumun araştırılması gerektiğini de unutmayın.
Bebeğinizin beyni de gelişimini sürdürmeye devam ediyor. Beyin sinir hücreleri oluşuyor. Plasenta sıvısı içerisinde olmasa koku alma duyusu da gelişecek ve koku alabilecek. Ama doğumda plasenta sıvısı patlayacak ve bebeğiniz dünyaya geldiğinde ilk sizin kokunuzu alacak. Hatta kokunuz olmadan uyuyamayacak. Dünyadaki enden kokulardan birisi olan ‘anne kokusu’ nu hissedecek.
Bebeğiniz karnınızın içerisinde neler yapıyor merak ediyor musunuz? O şu anda baş parmağını emmekle meşgul. Nefes alıyor, ellerini hareket ettiriyor, gülümsüyor, esniyor, çiğniyor. Bu hareketleri yapabilmesi için yüzündeki sinirler oluşmuş durumda. O yüzden mimik hareketleri yapabiliyor.
Minik yavrunuzun göz pigmentleri de gelişiyor. Ama gerçek göz rengine sahip olması doğumdan sonraki süreyi kapsıyor.
Önceki haftalarda kafası vücudundan daha büyükken; bu hafta kafa ve vücudu aynı orantıda gelişiyor. İdrar kesesi gelişiyor. Kemik iliği oluşuyor. Böylelikle bu zamana kadar karaciğerin üstlenmiş olduğu kırmızı kan hücreleri üretme işini kemik iliği devir alıyor.
Bebeğiniz karanlığın ve aydınlığın farkında. Ne zaman uyuyup ne zaman uyanması gerektiğinin farkına da varacak. Bunu kendisi ayarlayabilecek. Ama bunun için biraz daha zamana ihtiyacı var.
31. Hafta Hamilelikte Cinsellik Nasıl Olmalı?
Cinsel istek ve cinsellik insanın içinde yer alan ve doğuştan beri de olan bir içgüdüdür. Hamileliğin ilk aylarında cinsel istek anne adayında azalabilir. Bunun nedeni de dışarıdan gelecek herhangi bir etkinin ve zorlamanın bebeğe zarar vermesinden korkulmasıdır. Hatta hamileliğin ilk aylarında yaşanan cinselliğin bebeğin sakat doğmasına ya da anne adayının düşük yapılmasına neden olabileceği bile söylenmektedir. Bu durumun tıbbi hiçbir açıklaması yoktur. Normal seyrinde giden hamileliklerde son 4 haftaya kadar cinsellik yaşanabilir.
İlk aylarda kadında oluşan cinsel isteksizlik sonraki aylarda farklılaşabilir. Çünkü kadın içinde bulunduğu duruma alışmış, kendisinin yaşamış olduğu fiziksel ve beyinsel değişikliklere zamanla ayak uydurmuştur. Bu durum da onun cinsel isteğini artırabilir. Eğer geçirmiş olduğunuz 30 ayı normal seyrinde yaşamışsanız ve hamileliğinizde herhangi bir tehlikeli durum söz konusu değil ise; eşinizle bir cinsellik yaşayabilirsiniz. Rahminizin büyümüş olması cinsel ilişki sırasında zorlanmanıza neden olmuyorsa, ağrı ve acı hissetmiyorsanız cinsellik yaşamanız mümkündür.
Hangi durumlarda cinsellikten uzak durmalısınız?
- Sık sık rahim kasılmaları yaşıyorsanız
- Daha önceden düşük yapmışsanız
- Erken doğuma neden olabilecek kanamalarınız mevcutsa
- Sizde ya da eşinizde herhangi bir genital enfeksiyon mevcutsa
- Riskli hamilelik sınıfına giriyorsanız cinsellikten uzak durmalısınız.
Cinselliği engelleyen psikolojik sebepler nelerdir?
Bedeninizde yaşamış olduğunuz değişiklikler sonucunda kendinizi yeterince güzel ve çekici hissetmemeniz
Stes, kaygı, doğum korkusu, endişe hissettiğiniz durumların içerisinde iseniz
Hamilelikte yaşanan mide bulantısı ve kusmalardan dolayı oluşan isteksizlik
Cinsel istek bedeninizin ve beyninizin bazı değişimlere uğramasından dolayı dönem dönem değişikliğe uğramaktadır. Tıbbi bir gerçek olarak hamileliğiniz cinsellik yaşamanıza engel değildir. (Yukarıda açıkladığımız sakıncalı durumlar haricinde). Kendini cinselliğe yakın hissetmeyen bayanlar için partner desteği de oldukça önemlidir. Herhangi bir psikolojik ve bedensel değişimlerden dolayı cinsellikten uzak duran bayanlara anlayışlı davranmakta partnerinin görevleri arasındadır.
Doğuma Hazırlanmak İçin Yapmanız Gerekenler
31 haftalık hamile bir bayan kendisini psikolojik olarak doğuma hazırlaması gerekir. Bu zamana kadar aldığınız besinlere dikkat ettiyseniz, sizin ve bebeğinizin ihtiyacı olan gıdaları tükettiyseniz, doktor kontrolünde bir hamilelik geçiriyorsanız telaş etmenize gerek bir durum da yoktur. Vücudunuzda eksik olan vitamin desteğini sağlamışsanız, yürüyüş ve hafif sporlarla sağlıklı bir hamilelik geçiriyorsanız kaygılanmanıza da gerek yoktur. Riskli hamilelik sınıfta yer alsanız bile; bu zamana kadar yapmanız gerekenler doktorunuz tarafından size söylenmiştir. Onlara uyduğunuz taktirde yine sıkıntı yapılacak bir durumla karşı karşıya değilsiniz.
Vücudunuzu doğuma hazırlamadan önce beyninizi doğuma hazırlamalısınız. Yersiz korku, telaş, kaygı ve stres sizin normal bir şekilde doğum yapmanızı engelleyecektir. O yüzden yapmanız gereken içinizi rahatlatmak, bebeğinizi kucağınıza alacağınız ve onu koklayacağınız anı düşünmek olmalıdır. Böyle yaparsanız içinizde oluşmuş korkularınızdan da kurtuluş olacaksınız. Hem şunu da unutmayın ki bebeğiniz sizin yaşadığınız duyguları hissedebiliyor. Son zamanlarında onu da tedirgin etmemelisiniz.
Doğuma Giderken Neler Götürmelisiniz?
Doğum çantanızı şimdiden hazırlayabilirsiniz. Hem büyük bir hevesle hem de heyecanla hazırlayacağınız doğum çantasında neler olmalıdır gelin birlikte bakalım:
- Kendinizin giyeceği rahat pijamalar
- Terlik ve çoraplar
- İç çamaşırlarınız
- Kişisel temizlik eşyalarınız
- Banyo ve el havlunuz
- Lohusa sutyeni ve lohusa külotu
- Krem ve nemlendiriciler
- Telefon ve şarj aleti, istiyorsanız kamera
- Bebeğiniz için almış olduğunuz zıbın, kundak, battaniye, eldiven, şapka, bebek bezi
- Kendiniz için ped ve yedek kıyafet (hastaneden taburcu olduğunuzda giyersiniz)
Doğum Kaygılarınız
Hamileliğin özellikle son aylarında birçok bayan doğum kaygısı içerisine girmektedir. Başkalarından duyduğu senaryolar ve doğum hikayeleri onların gereksiz yere kaygılanmasına neden olmaktadır. Her kadının çektiği ağrılar, ağrının süresi ve şiddeti farklıdır. Kendinizin duymuş olduğunuz hikayelerden etkilenmenizi engellemelisiniz. İsterseniz doğum eğitimi verilen kurslara kayıt olabilirsiniz. Buralarda partnerinizle birlikte nefes alma ve rahatlama tekniklerini öğrenebilirsiniz.
Uygulanan birçok doğum yöntemi bulunmaktadır. Normal doğum, vücudun yarısı uyuşturularak yapılan epidural doğum, sezaryen bu yöntemlerin arasında birer seçenektir. Doğumu birebir yaşamak isteyenler genelde normal doğumu seçmektedirler. Sezaryen doğum genellikle riskli ve doktorun uygun gördüğü durumlarda tercih edilmektedir. Yapmanız gereken doktorunuzun öngördüğü ve sizin de içinize sinen doğum yöntemini kullanmanız olmalıdır.