Birçok kadın, hayatının büyük bölümünü, biraz kilo aldım, biraz kilo verdim türü rejimlerle geçirmesi çok moda oldu. Bazıları “kilo almak”tan son derece korkarlar ve gebeliği, ne yaparlarsa yapsınlar, bedenlerinin giderek daha da büyüdüğü zor bir süreç olarak görürler.
Kilo alma konusunda, doktor ve ebelerin kadınlara karşı bir işbirliği içindeymiş gibi bir halleri vardır. Geleneksel olarak, çok kilo almanın, gebelikte sorunlara yol açacağını konusunda uyarılarda bulunulur, ancak bunun doğruluğu ile ilgili çok fazla kanıt bulunmuyor. Daha işin başında aşırı derecede obez olan bir kadının, gebelik sürecinde sorunlarla karşılaşma eğilimi elbette daha fazladır.
Ancak, gebelik süresince yirmi kilo alan sağlıklı bir kadının, yedi buçuk veya on kilo alan bir kadından daha fazla sağlık sorunu yaşayacağı veya daha zor doğum yapacağına ilişkin tek bir kanıt bulunmamaktadır. Ayrıca, bir kadının gebelik süresince ne kadar kilo aldığı ile bebeğinin doğum kilosu arasında da bir ilişki yoktur. Son olarak, “şişman” kadınların, “zayıf” kadınlara oranla daha ağrılı ve zor doğum yaptıklarına ilişkin bir gösterge de yoktur. Bu nedenle, Batı dünyasında birçok ilerici doğum kliniği, rutin kilo kontrollerini artık kaldırmış bulunuyor.
Eğer eşiniz, almış olduğunuz kilolardan şikâyet ediyorsa, ona, sağlıklı bir bebek büyütmekte olduğunuzu hatırlatın. Ayrıca ona, bebeğin prematüre olması veya herhangi bir şekilde sorunlu doğması durumunda, ebeveynliğin ne kadar derinden sarsıcı bir şey olabileceğini de hatırlatın (ve sonra da ona, o son kuzu pirzolasını, sizin ve bebeğinizin yiyeceğini söyleyin!). Diğer bütün açılardan sağlıklı olduğunuz sürece, gebelikte ne kadar kilo alırsanız alın, bu “normaldir”.