Hızlı Erişim Başlıkları
3 Yaş Çocuğunun Gelişimi
Bakmaya doyamadığınız, böylesine masum ve savunmasız olan bebeğiniz her geçen gün büyümeye devam ediyor. Şu an tek derdi oyun oynamakmış gibi duran birbirinden tatlı ve güzel çocuklarımız üzerinde yaptığımız ufacık bir davranışın bile etkisi yuvarlanan kar topu gibi tüm hayatını etkiliyor. Bu nedenle gelişimin her evresinde çocuğun yeterliliklerinin ve ihtiyaçlarının farkında olarak ebeveyn tutumlarını belirlemek ve dikkat etmek oldukça önemli. Gelin bu yazımızda her anı birbirinden özel ve bir o kadar da zorlu geçen ebeveynlik serüveninin 3. yılına göz atalım.
3 Yaşındaki Çocuğun Gelişimi Nasıldır?
Ebeveynler olarak davranışlarımızı belirlerken en çok dikkat etmemiz gereken konuların başında çocuklarımızın içinde bulundukları yaşam dönemlerinde sahip oldukları fiziksel, psikolojik ve bilişsel yeterlilikleridir. Yaşları gereği henüz sahip olmadıkları becerileri kullanmalarını beklemek oldukça yanlış bir tutumdur. Bu sebeple ilk olarak üç yaşındaki bir çocuğun gelişiminin nasıl ilerlediğine bir göz atacağız.
İki yaş çocuklarında görülmeye başlayan bağımsızlık çabaları bu yaş grubunda da devam eder. Unutmayın ki bu durum çocuğunuzun “ben de bir bireyim “mesajıdır. Bu nedenle gün içerisinde birçok işi kendi başına yapmak isteyebilir, ufak bir müdahalenin karşısında bile sinirlenebilir ve inatlaşma durumları yaşanabilir.
Üç yaş grubunda çocuklar henüz tam olarak duygu ve düşüncelerini sözel olarak ifade edemezler. Bu durum da onlarda aşırı sinir, ağlama ve öfke nöbetleri olarak dönüş yapar. Çocuklar bu yaş civarlarından düşündükleri kadar hızlı bir şekilde konuşmaya çalışır, düşünceleriyle konuşma yetileri arasındaki bağlantıyı doğru bir şekilde ayarlayamazlar. Bu nedenle sık sık kekeleme durum ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu oldukça normaldir. Zira çocuk konuşmaya çalışırken bir taraftan da aşırı meraklı ve hiç durmayan düşünceleri ile mücadele etmeye çalışmaktadır.
Üç yaş grubunun fiziksel özellikleri konusundan bahsetmeden önce bir hatırlatma yapmakta yarar var. Her çocuk hem fiziksel hem de bilişsel olarak biriciktir. Anne ve baba tarafından aktarılan genlerde taşınan özellikler birbirinden oldukça farklıdır. Her çocuğun gelişimi sırasında boyu, kilosu, konuşma becerisi, fiziksel becerileri, hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları şeyler, yürüdüğü yaş, kalem tutabilme becerisi gibi özellikleri oldukça farklı olabilir. Bu nedenle bahsedilen yaş gruplarına ait olan özellikler ile çocuğunuzun sahip olduğu seviye arasında büyük farklar yok ise Bu sizi endişelendirmesin. Zira belli standartlar belirlenmiş olsa bile her çocuğun gelişimi kendine özel bir şekilde ilerler. Şimdi fiziksel özelliklere gelelim. Üç yaşına erişmiş olan bir kız çocuğunun ortalama kilosu yaklaşık 14 kg civarındadır, boyu ise yaklaşık 95 santimdir. Erkek çocukları ise ortalama 15 kg, boyları ise 95.3 santimdir.
Üç yaşındaki çocuğun beslenmesi sırasında en çok dikkat edilmesi gereken nokta her öğünde protein, tahıl ve sebze grubundan yiyecekler tüketiyor olmasıdır. Bu çocukların sağlığı için oldukça önemlidir. Ayrıca çikolata ve şekerli gıdalar yemeye bayılan çocuklar için ara öğünlerde doğal şeker kaynağı meyvelerin tüketilmesi daha sağlıklı bir tercih olacaktır. Özellikle kuru çilek, kuru elma ve kuru kivi gibi şekeri andıran yiyecekleri kullanabilirsiniz. Ayrıca çikolata yerine de tahin pekmez, fıstık ezmesi ve fındık ezmesi gibi şekersiz ve sağlıklı olan besinlerden yararlanabilirsiniz. Ayrıca meyve sularınızı da evde kendiniz yapmayı ihmal etmeyin. Unutmayın ki çocuklarınız hazır gıdalar ile ne kadar geç tanışırsa bu sağlığı için o kadar iyi olacaktır.
Gelelim üç yaşındaki çocuğun bilişsel gelişimi konusuna. Bu yaş grubundaki çocukların konuşma becerileri hızlı bir şekilde gelişmeye devam eder. Haliyle de oldukça meraklı ve öğrenmeye açık olan bu beyinler ebeveynlerini sıkacak kadar çok soru sorabilirler. “Yıldızlar nasıl gökyüzünde durur?”, “Bulutlar neden beyaz renk?”, “Neden iki elimiz var?” gibi öğrenme temelli ve sonu hiç gelmeyen soruları duyma ihtimaliniz çok yüksektir. Üç yaş grubundaki çocuklar artık benzer ve farklı kavramlarını anlamaya başlarlar. Bu sayede artık iki nesnenin şeklini ve rengini de karşılaştırabilirler. Ayrıca üç yaş ile birlikte hızlı bir yükselişe geçen hayal güçleri sayesinde çok daha yaratıcı senaryolar ile taklit oyunları oynadıklarını görebilirsiniz. Bu sıralar daha önceden olmayan korkular yaşamaya başlayabilirler. Bunun nedeni yoğun hayal güçleridir. Mesela yataklarının altında saklanan bir canavar olduğunu ya da evlerinde kötü bir çizgi film karakterinin onları yakalamaya çalıştığını düşünebilirler.
Artık çocuğunuz zamanı daha iyi algılamaya başlayacaktır. Sabah, öğle ve akşam kavramları artık daha nettir. Yavaş yavaş da tek basamaklı sayıları saymaya başlayabilirler. Fakat bu becerilerini ancak somut bir şekilde gerçekleştirebilirler. Yani yalnızca önüne konulmuş olan cisimleri sayma becerilerine sahiptirler. Yaşlarına uygun hazırlanmış olan pazıl oynamaya başlayabilirler. Çocuğunuz için oyuncak seçimini yaparken mutlaka becerilerinin yeterli olacağı tercihler yapmayı ihmal etmeyin. Yaşının üzerinde beceri gerektiren oyuncaklar çocuğunuzun psikolojisini olumsuz yönde etkileyecektir.
3 Yaşındaki Çocuğa Ebeveyn Tutumları Nasıl Olmalıdır?
Üç yaş grubundaki çocuklarda en sık rastlanılan davranış öfke nöbetleridir. Bu gruptaki çocuklar yavaş yavaş bir şeyleri kendi başlarına yapmayı öğrenmiş olsalar da fiziksel becerileri yeterli seviyeye ulaşmamıştır. Ayrıca cümle kurmaya başlamış olan üç yaş çocuklarının hala duygu ve düşüncelerini sözel olarak ifade etme becerileri yeterli değildir. Hem fiziksel hem de sözel sınırlılık çocukların yapmak istedikleri şeyleri yapmadığında ve ifade etmek istedikleri şeyleri ifade edemedikleri durumlarda onları aşırı sinirlendirerek öfke nöbetlerine neden olmaktadır. Ayrıca sıkılmak, yorulmak ya da açlık gibi durumlarını da sözel olarak ifade edemediklerinde bağırarak, ağlayarak ya da kendilerini yere atarak Kendilerini anlatmak isteyebilirler. Bu saydıklarımızın hepsi üç yaş grubu için oldukça normal davranışlardır ve bu davranışlar karşısındaki tutumunuz oldukça önemlidir.
Öfke nöbetleri sırasında vermiş olduğunuz yanlış tepkiler çocuğunuz da bu davranışın pekişmesine ve sonraki yaşlarda da devam etmesine neden olabilir. En sık başvurulan hatalı yöntem çocuğun bağırıp ağlamayı bırakması için onun hoşuna gidecek çikolata ya da yeni bir oyuncak gibi ya da yapmaktan hoşlandığı örneğin telefonda video izlemesine izin vermek gibi farkında olmadan çocuğunuzu ödüllendirmektir. Ayrıca öfke nöbeti geçiren bir çocuğa kızıp bağırmak da doğru bir yöntem olmayacaktır. Unutmayın ki bu nöbetlere neden olan durum çocuğun yapmak istediği bir şey yapamaması ya da anlatmak istediği bir şeyi anlatamamasıdır. Bu nedenle öfke nöbetleri ile baş etmek istiyorsanız yapmanız gereken şey çocuğunuza onu anladığınızı göstermek ve kendini anlatabilmesi için yol göstermek olmalıdır. Çocuğumuzla duygu aktiviteleri yaparak duygularını anlamasına, ayırt edebilmesini ve sözel olarak ifade edebilmesini öğretebilirsiniz.
Çocuğun onaylamadığınız davranışları ile karşılaştığınız durumlarda ise o anki duygularını kabul eden ve yapıcı sınırlar koymaya dikkat edin ve ona bir alternatif vermeyi de ihmal etmeyin. Mesela evde eşyaları etrafa fırlattığı bir durumda “Şu anda kızgın olduğunun farkındayım ama eşyalarımız fırlatmak uygun için değildir” gibi hem çocuğun duygularını anlayan hem de durumu anlatan ifadeler kullanmalısınız. Ayrıca “Eşyalarımız yerine oyuncaklarını kutusuna fırlatabilirsin “ya da “Eşyalarımız yerine toplarını basket potana fırlatabilirsin “gibi çocuğun dikkatini dağıtacak farklı bir alternatif sunmayı da ihmal etmeyin. Bu sayede çocuk ebeveynleri tarafından kendisinin anlaşıldığını ve kabul edildiğini fark edecek, yanlış olanın davranışı olduğunu anlayacaktır.
Çocuğun onaylanmayan davranışları karşısında verilen tepkiler ve getirilen sınırlamalar çocuğun öz benliğini onaylamadığınız mesajını veriyor ise bu çocuğun özsaygısının zedelenmesine neden olacaktır. Diğer bir taraftan da onaylamadığınız davranışın inada bindirilerek devam etmesine de neden olabilir. Örneğin çocuğunuz onaylamadığınız bir davranış sergilediğinde “Sen çok kötü bir çocuksun “gibi bir ifade kullandığınızda bu çocuğun yanlış olan davranışına değil benliğine verilmiş tepkidir. Haliyle çocuk yanlış olan şeyin davranışı olduğunu dahi fark edemez. Bu sebeple onaylanmayan davranışlar karşısındaki tepkilerinizde çocuğunuzu anladığınızı fakat yalnızca yapmış olduğu davranışı onaylamadığınızı anlatmalısınız. Ayrıca hatalı olarak gördüğünüz davranışı neden onaylamadığınızı da çocuğunuza açıklamanızda büyük önem taşımaktadır.
Çocuğunuza koymuş olduğunuz kurallar ve sınırlamalar noktasında tutarlı olmamız gerekmektedir. Bir kuralın ihlal edilmesi ya da belli durumlarda sınırların kaldırılması çocukta tutarsızlara neden olacaktır. Örneğin günde bir kere izlemesine izin verdiğiniz bir videoyu evde misafir var diye daha fazla izlemesine izin verirseniz böyle bir durum çocuk daha fazla ihlal talep edecektir. Ayrıca koymuş olduğunuz her kural ve sınırlama için nedenini de çocuğun anlayabileceği bir dilde anlatmayı ihmal etmeyin. Konulan bir kural ya da sınırlama karşısında çocuk çok fazla ağlayıp aşırı tepkiler verirse tutarlılığınızı korumaya devam etmeniz de çok önemlidir. Aksi takdirde çocuk istemediği her durumda ağlayıp bağırarak istediğini yaptırabileceğini öğrenecek ve bu davranışı sürekli tekrarlayacaktır.
Özellikle de ilk altı yıldaki ebeveyn tutumları çocukların üzerinde çok büyük etkiler bırakmaktadır. Ebeveyn tarafından sergilenmiş olan yanlış bir davranış çocuğun yanlış bir öğrenme yaşamasına neden olmakta ve tüm hayatını etkileyebilmektedir. Bu nedenle çocuğunuzun her gelişim evresinde detaylı araştırmalarınızı yaparak içinde bulunduğu dönemi yakından tanımalısınız. Unutmayın ki çocuklarınızı sıcacık ve tüm tehlikelerden korunduğu evinde gerçek hayata hazırlayan siz ebeveynlersiniz.